27 Ocak 2011 Perşembe

O.Çocuk. - yanlış anlaşılmasın-

O.Çocuk, kısaca O.Ç (lütfen başka anlamlar çıkarmayın.) yine her zaman ki gibi kayıtsızca bir yüzüme bir de sigarasına bakıyordu. Aramızda bir tercih yaparmışçasına inceliyordu ikimizi de. sonra sigarasını seçiyor ve ondan derin bir nefes çekiyordu. Bense ağzından çıkacak herhangi bir kelimeyi, mırıldanmayı kaçırmamak için pür dikkat ona bakıyor, dudaklarını inceliyordum. Dumanı üflemesiyle dağılıyordu dikkatim. gözlerine bakıyordum, ben çok şey görüyordum o an. ilk günlerdeki gözlerinin ışıltısını, beraber attığımız kahkahaları. beraber kahkaha atarken kafalarımızın sık sık birbirine vurmasını. o ise her seferinde gözlerini kaçırıyordu. ben sabırsızlanıyordum. sonunda bir şey söylemek istercesine kıpırdandı. 


Güneş batmak üzereydi, bir şeyler söylese artık iyi olacaktı. her zaman buluştuğumuz bu iskelede ne zamandır bulunduğumuzun farkında değildim. o susmaya karar verdikçe ben de izmirin karşıyakasından karşı tarafa bakıyor, martıları gözlerimle takip ediyordum. o sigarasınu suya attı, dalgaların onu götürmesini izledi. sonra bana döndü. ağzından çıkan tek kelime "kalkalım mı" oldu. 
Ulan mal! Zaten bir şey konuşmamışız, geldiğimizden beri benim paketten 10 tek içtin hayvan. bir de "kalkalım mı" mı diyorsun. E siktir git. ben bunları içimden söylediğimi farkettim ve ona döndüm. sen git ben sonra kalkıcam dedim. o tabiki gitti. ben embesil gibi etrafa bakıyordum. ha güya arkadan koşacak bana sarılacaktı. nah! ulan salak kızım benim kabak çiçeği dolmam. kalkıp gitsene götün dondu soğuktan zaten. ben bunları düşünüp kendi kendime kızarken. arkadan seslendi. "Aslında söylemek istediğim başka bir şey vardı..." 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder